Bulutlar ne şanslı
*
Yirmi altı metre uzunluğunda dik bir sokak
Ortada Captain Morgan siyah rom, bir tuzluk, yarım limon
İçimde iki kedi olduğ’nu düşünün kanlı bıçaklı, biri Ankara diğeri tekir
Sağlı sollu kerhanelerde inleyen nağmeler
Bir ucunda siz
Bir ucunda ben
Farklı zamanlardan birbirine bakan
Baktıkça ben yanı bir hiçe
Sen yanı cennete benzeyen
*
Şu canım cigaranın ucunda patlayan köz
İçine çöken yıldızlar gibi sarhoş
Az sonra simanızda bulduğum huz’ra karşılık öleceğim
Nere gideceğim bilmiyorum, ve baktığ’nız ucunda yoğ olmayacak sokağın
Belki sağır bir bando, belki hissiz bir klarnet, biraz şarap…
Aşılıyım hem yaşama, hem ölüme
Sensiz hiç olmamış olmağa en nihayetinde
*
Hay şansına ağzımı dayayıp kevseri yudumladığım
Kana kana kanadığım
Az sonra, belki binlerce yıl sonra
Sırtında kırk yamalı hırkam asılı sahipsiz iskemleden
Bir az evvel boşalmış bir sik gibi devrileceğim
Uzay boşluğ’na, yırtılacak zamanın kancasına takılı gömleğim
Savrulacağım zihnimin her hücresi senle doluyken
Soracağım uzayın bambaşka bir köşesinden
Bir ölüyle ne yapabilir ki insan
Yorum bırakın