I
Ana rahmine yabancıydım,
Islak, ılık, bağlı
koşullar olgunlaşmasaydı daha da buruşur, daha da çürürdüm belki
İlk insansı tavrım
ittim kapıyı çıktım
çığlık, figan bir kopuş
Kal diyen olmadı
II
Askeri bir sırt çantası diyeyim ben, sen de çuval
İçinde üç beş çaput
Çokça öfke ve yatıştırıcı
Çokça aşk kırığı, gün batımı
Hırpalanmış kağıtlara karalı şiir taslakları
Babamın kalın kaşları altından Zeusyen bakışları
Vurdum kapıyı çıktım
Ne feryat, ne figan
Kal diyen olmadı
III
Herkes gitti, gitmem için
Giderken yalnız olmam için
Eşyalar yığılı, kitaplar kolilerde
Yakın yakında, uzak çok uzakta
Kamyon kapıda
Yalnızca kendimden gideceğim o gün
Geride yalnız ben kalacağım kendimden
İçsavaş yorgunu bir ev var eşiğin diğer yanında
Hiçbir sessizlik bu kadar yankılanmadı ardımda
IV
Kendinden daha çok vereceği bir şeyi olmuyor insanın
ve kendinden daha çok alacağı
Ödülü de kendi, cezası da
Bir kal dese kalırdım aslında, belki biraz daha
ne de iyi olurdu belki
Olmazdı veya
Mutlu numarası yaptım giderken
Kıyamet kopsa dedim, belki ne iyi olurdu içimden
Gidişimi kutladık iki satır cümleyle, sana da dedim hem içten hem nezaketen
Sonra kapandı pencere, kapandı kapı, ardında ben ve Arnavut inadım
Gitmekle ben başbaşa
kalakaldım
Yorum bırakın