I
Rükuda son bir tekbirin vicdanına sığınmış cumbalı evlerden sökülenler
Dağılırlar ipi kopmuş doksan dokuzluk bir tespih gibi
Gün ise kerhaneye
Geceleyse minareli sokağ’ çıkarlar sanki bir bekleyenleri olacakmış gibi
Kıç ceplerinde taşıdıkları kırık tarak ve her aynada kırık yüzlerine bakarak
Tükrükle saçlarını geriye tararlar
Belki bir sarma sigara yakarlar çömelip
Ruz-i mahşeri beklerken
Bizden bahsederler
II
Parçalanmış bir yıldızın ışığ’na sakladığı gayz
Ulaşıp çirkinliğ’ne insan suretine bürünmüş çirkin etin
Kazı kazı kazı
Kaç milyar yıl kazırsan kazı
Canım’ tenden sökmeden
Kalmayacak benden azı
III
Nil kıyısında doğdum, ikiye böldüm dünyayı
Diğer yarısında sen
Yo’ sanılmasın bu kıyısında ben kaldım
Hiç
Bir
Şey
Kalmadı
IV
Yirmi dört ayar bir yıldız kurutuyor laylon iplere serilmiş cansız günleri
İstese rüzgar eser, kımıldatır bu cansızlığı istese
Hephaistos’un elinde eğe
Salt sıkıntıdan
Bir gülümseme çiziyor, demirden yüzüne
Yorum bırakın