Kategori: Genel

  • Zihnimin sınırsız derinliklerinde her şeyin yutulduğu, hiçbir şeyin geri dönmemek üzere kaybolduğu o kara noktacığın yörüngesinde unutulmak üzere sırasını bekleyen yüzünün haritasına bir kez daha bakma ihityacı hissettiğimde gözlerim, dilim, damarlarım, derim altın rengi bir çöl, derinlere kazılı bir tuz madeni kadar kuruydu. Görmek istediğim bu çölde, derinlerdeki tuz madeninde rastgele karşılaşmışız gibi yapacağım bir…

    ·

  • * Çok zaman geçti başladığından beri Kedinin adı ve hatta rengi değişti/değişmiştir/değişmesi gündemdedir Türkler Orta Asya’yı bir kez daha terk etti Araplar Arapları Siyahlar siyahları * Her şey başka şeye eklemlendi Her şey başka şeye bozundu Hiçli koltuğum, cigaram, harfler ve belki Cem Karaca biraz Kaldığım gibiyim ben * Gittiğinde sen çözüldü insanlığın düğümü de…

    ·

  • * Başarısızlığa mahkum makul bir isyanın maktulü olmanın makbul yanı Kalan hatıratın bir süre daha sarhoş dudaklarda yaşlanacak olması Bir süre de sessizlikte yaşanacak, suskunlukta, belki biraz çağrışımlarda Dağılan dumanın ağırlığında ya da * Bulaşıklar toplanıp yataklar serilirken Ağır uykularda hatırlanmayan rüyaların parçası olacak her şey Yaşadığ’mızı bir ben hatırlayacağım lakin değil özel olduğumdan O…

    ·

  • * Yarını yiyerek semirdiğ’ni görmüyor muyum günün Yarın biraz da yarına kalsın istemiyor muyum İstemiyor muyum yağlı urganlarda neşeli çocuklar gibi sallanıp Mermer musallalarda deliksiz uykular uyumak Bilmiyorum * Zamanı öldür benim için * Kışlar yarak ve kürek geçecek o günden sonra Yazlar ter, sperm ve sinek Suikastlar suiistimal edilecek ölümden korkmağa devam edecekler bugün…

    ·

  • Mezarı başında dünün ölümüne ağlayanlar Anlar öncesinden oluşan demetleri toprağın üstüne usulca bırakarak dağıldılar ve geçmiş öldü şimdi ölüyor yarın… * Bir şey kalsın istiyordum içi doldurulmuş, dışı dondurulmuş bir an senden geriye * Cebinde buruşmuş beş lira ile eprik bir hırka ne sıcak olurdu sandalyenin arkasında

    ·

  • * Çingene sokağ’nın dar ağzında ölü bir yavru kedi Sarışın bir afeti devran gibi uzanmış da Orada vermiş ruhunu denizden esen dudak çatlatan rüzgara * Normal her şey İnsan da ölür ayaz bir bank kenarında Sonra kalkar karışır kalabalığa Ardında belli belirsiz bir iz Sürüklenen boş bir kayığın denize çizdiğ’ gibi * Çingene sokağ’nın dar…

    ·

  • İnsanlara iyi bir ikili olabileceğimiz yalanını defalarca satmama karşın aslında onlara istediklerinden başka bir şey vermediğimi de biliyordum. Şiirler, öyküler, denemeler… Sözcük dizmekle boncuk dizmek arasında fark yok. İnsanların yalana ihtiyaçları var. Güzel yalanlar yaralı ruhlarına yapıştırılan gazlı bez ve flasterden başka bir şey değil. O da kedi götü gibi görünen yaraları başkaları tarafından da…

    ·

  • Gözlerinde iki demir para Şiş karnında un helvası, pişi ve elma Gordion düğümü atılmış çenesin altından Bağlayan dönmesin demiş ellam Hiç gelmediğ’ yerden * Bahane arıyorum ağlamağa -Adettir her ölümden sonra Yanmış bir ağaç gibi duruyor da bakıyorsam çoktan ölmüş bu insanlara Hepsinde seni görmemden ellam- Mezarlıklar ağlamaz diye kaçırıyorum gözlerimi çocuklardan

    ·

  • Kurşun bir kasada kilitliymişçesine çevremde olan biten her şeye karşı ağır bir kayıtsızlıkla bakıyor, pornografi çağında beni uyaracak, duygusal anlamda kışkırtacak bir şeyler arıyorum. Gazze’de çocuklar ölüyor temalı ağlaşmalar inandırıcı değil, kediler köpekler ölüyor temalı yangınlar, en çok ben seviyorum zırvası, yemek pornorafisi, açlık pornografisi, emekli pornografisi, yaklaşan seçimler umurumda değil, gerçek de değil… güncel…

    ·

  • * Bu aynada baş başayız artık korkabilirsin kabuslarından * Sınavım sanıyordum seni İyi geçmesini bundan diledim belki İçimdeki insanı besledim ilk kez Çıkardım sakladığım karanlık hücrelerden Taradım, limon sürdüm saçına, sakalına Tırnaklarını kestim En sevdiği kazağ’nı giydirdim yırtık etinin üzerine Afili kokular sürüp Attım aç sırtlanlığ’nın insafına * Bu aynada baş başayız artık korkabilirsin kabuslarından…

    ·